Erzincan’da hayırsever Hasan Aksu ve ailesi tarafından, merhume eşi Fatma Aksu adına yaptırılan Yatılı Kız Kur’an Kursu, törenle hizmete açıldı.
Aksu ailesi tarafından Fatma Aksu Yatılı Kız Kur’an Kuru açılış töreni düzenlendi. Kavakyolu Mahallesi’nde inşa edilen kursun açılışı, Erzincan İl Müftülüğü’nün koordinesinde ve çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Programa Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent,
İl Müftüsü İsmail Fakirullahoğlu, kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, hayırseverler ve mahalle sakinleri katıldı. Tören Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu yaptığı konuşmada, “Ben öncelikle konuşmama başlamadan önce Hasan Aksu babamıza çok teşekkür ediyorum. Allah razı olsun. Evlatları Hamza Aksu, Mustafa Aksu, Halit Aksu ve Mehmet Ali Aksu Bey bu işin öncülüğünü yapıyor. Anneleri adına güzel bir Kur’an kursu yapmışlar. Allah hayırlarını kabul etsin.
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde buyuruyor ki Bir insan öldükten sonra amel defteri açık kalır 3 şartla diyor. Bir geride hayırlı evlat bırakmışsa, Bir hayırlı eser bırakmışsa, Bir de hayırlı İlim bırakmışsa. Bizler Al bayrağın altında Aynı vatan toprağında Beraber yaşama kültürüyle Mezcu olmuş insanlardan ibaretiz Burada çok önemli bir şeyi vurgulamak isterim. Dünya değişiyor, teknoloji değişiyor. Artık insanlar okumuyor, anlamıyor ve birbirini dinlemiyor ve bir söz çok değer arz ediyor bu dönemde. Aile her şeydir. Bizler sevgiyi, merhameti, şefkati, empati duygusunu eğitimle öğrenemeyiz. Bu duygular insana ailede anne baba tarafından verilir. Eğer aile, aileyi kaybedersek toplumu, milleti kaybederiz. Şu anda bizim toplumumuzdan dede ve nine kavramları yok olmaya başladı. Çocuk dünyaya geldiğinde anne baba, baba dışarıda da olsa dedenin tavır ve hareketlerine bakar, hayatı, edebi, terbiyeyi, kültürü, geleneği, göreneği dededen ve nineden öğrenirdi. Fakat teknoloji asır değiştikçe bu büyük aile yerini çekirdek aileye bıraktı. Sonra ne oldu? Anne baba çalışır oldu. Artık çocuklarımızı tablet, telefon ve bilgisayar yetiştirmeye başladı. Değerli misafirler artık çocuklarımızda acı ama gerçek bir şey söylemem gerekiyor. Davranış oluşmuyor. Bu çocuklar bir ilmi literatürle söylersem, hazır bulunmuş bir şekilde öğretmenin ya da Kur’an kursu hocasının karşısına çıkamıyor. Aileden öğrenmesi gereken temel kavramları artık öğrenemiyor. Yoğunluktan, çalışmaktan bunları yapamıyoruz. Ama şunu bilmemiz gerekiyor, biz bu çocuklara sahip çıkmazsak çocuklarımız yönünü kaybeder. Allah muhafaza.
Onun için bu açılan ilim yuvalarını hep beraber teşvik etmemiz gerekiyor.
Bakın, Hazreti Ali’nin çok güzel bir sözü var. Hazreti Ali’ye atfedilen güzel bir söz var. “Çocuklarınızı kendiniz gibi yetiştirmeyiniz çünkü onlar kendi dönemlerinin çocuklarıdır.” Şimdi bizim çocuklarımıza yeni bir dil, yeni bir metodoloji sunmamız gerekiyor. Eğer bunu sunamazsak çocuklarımızı kaybetmekle karşı karşıyayız. Bir çocuk dünyaya geldikten sonra kendi kültürünü, kendi medeniyetini, kendi dinini, kendi dilini, kültürünü öğrenmek zorundadır. Bu olmazsa olmazımızdır. Bayrağını, vatanını öğrenmek zorundadır. Onun için bugün burada açılan bu Kur’an kursu çok değerli ve anlamlı. Niçin? Çünkü çocukların bütün kişilikleri, karakterleri 0, 7 yaş, 6 yaş arasında bütün bilimsel araştırmalar bunu söylüyor, gelişiyor. Bu yaşlarda. Biz bu yaşlarda çocuklarımıza milli ve manevi değerleri ne kadar doğru bir yöntemle, doğru bir metodolojiyle verirsek O fıtrat hiçbir şekilde ne olursa olsun kaybolmuyor, nerede olursa olsun tekrar aslına rücu ediyor. Bugünkü gençlerin bizden farklı bir yönü de şu, artık çocuklar bizim sözlerimize değil, ayak izlerimize ve davranışlarımıza bakıyor. Yani konuşmadan çok annem, babam, valim, rektörüm bana bunları söylüyor ama bu söyledikleri hayatına ne kadar yansıyor diye bizi çok iyi gözlemliyorlar. Bu bence bugünkü çocukların en güçlü yönü. Bizim çocuklarımızın mayası temiz. Bunu samimi olarak söylüyorum. Bu şehrin çocukları kadar teşekkür etmeyi iyi bilen bir şehir görmedim. İnanılmaz bir maya var. Bizim yapmamız gereken böyle ilim irfan yuvaları açarak doğru bir metodolojiyle bu çocuklarımızın iç dünyalarını inşa etmek.” dedi