TİCARİ HAYATTA,DÜRÜSTLÜK VE GÜVEN FARZDIR « YENİ ERZİNCAN GAZETESİ

8 Şubat 2025 - 22:38

TİCARİ HAYATTA,DÜRÜSTLÜK VE GÜVEN FARZDIR

TİCARİ HAYATTA,DÜRÜSTLÜK VE GÜVEN FARZDIR
Son Güncelleme :

10 Ocak 2024 - 11:56

Kurumlarda adalet arınırken; bireylerde dürüstlük aranır bilesiniz. İslam’ın tek emri olsa dürüstlük olurdu. İslam dini, dürüst bir toplum inşa etmek için gelmiştir. Dürüstlük bir emanettir. Dürüstlük emaneti zayi olunca kıyameti bekleyin buyurulmaktadır. Hatta öyle ki dürüst tüccarlar, nebilerle, sıddıklarla, şehitlerle beraber olduğu buyurulur. (Tirmizi, Buyû, 4)
اَلتَّاجِرُالْأمِينُالصَّدُوقُالْمُسْلِمُمَعَالنَّبِيِّينَوَالصِّدِّيقِينَوَالشُّهَدَاءِيَوْمَالْقِيَامَةِ”
Ticaret ile riba ayrı şeylerdir. Ticari kurallara göre elde edilen kazançlar, haksız kazanç olup riba kapsamına dâhildir. Ticaret ise, ya “pazarlığa dayanan piyasa türü” ya da “güvene ve beyana dayanan ticaret türü” olmak üzere ikiye ayrılabilir. Bugün klasik dönem ticari satış yöntemlerinden “müsâveme, murâbaha, tevliye ve vadia” denilen dört işletme yöntemibulunmaktadır.
Öyle ki klasik dönemlerde dört tür ticari işletme sistemi, teorik olarak önerilmiştir. Örneğin dört çeşit satış yöntemi, dört çeşit adetaişletme türü kurulması teorik olarak kitaplarımızda yer almıştır. Her birinin satış yöntemi birbirinden farklı farklıdır. Örneğin;
Birincisi, müsâvemeli satış yapan ticari bir işletmeye girelim. Bu tür ticari işletmede pazarlık usulü alış-veriş yapılır. Bu tür ticaret işletmesine veya kurumuna, uzman olmayan müşteriler girmemelidir.Müsâveme ticareti, kişinin kendisine mal oluş fiyatı, mal üzerindeki etikette belirtilmeden yapılan satıştır ki, buna pazarlıkusulüsatış denilmektedir.
Bu tür pazarlara veya işletmelere ancak uzman olanlar girmelidirler. Aksi taktirde büyük aldanmalara imkân verilebilir. Bunun için Hz. Ömer bu tür pazarlara uzman olmayanın girişini yasaklamıştır. Örneğin, hayvan ve ikinci el araba pazarı gibi. Bu pazarlarda alış-veriş yapacakların uzman olma maslahatı bulunmaktadır. Zira bu tür pazarlar, pazarlık usulü bir işletme yöntemi olarak belirlenmiştir.Müsâvemeli satış işletmesidenilen pazarlık usulü dışında,diğer üç çeşit işletme türü ise güvene ve dürüstlük ilkesine dayananbirer ticari işletmelerdir.
İkinci ticari işletmemiz ise murâbaha satışı yapan işletmelerdir.Murâbaha ticareti ise kişi satın almış olduğu malın üzerine, alış artı mal oluş fiyatıile kâr bedelini koyarak yapılan satış türüdür. Müşteri alış fiyatını görerek elde edilecek kârla mukayese ederek bir alış veriş yaptığı satım türüdür. Ne yazık ki böyle bir ticarete bugün rastlamak neredeyse mümkün gözükmemektedir. Murâbaha satışında mal oluş fiyatı belirtilir ve üzerine kâr koyarak yapılan bir satış türüdür. Dürüstlük ve güven unsurunu sarsacak beyanlarda bir aldatma olursa bu tür kazançlar da bir tür riba kapsamındadır. Zira dürüstlük ve güven ilkesini ihlal etmiştir. Kardeşini aldatmış ve haksız kazanç elde etmiştir. Bu kazançla kefeninin kalitesini artırsa da kendisi ve müşterisi mutlu olamayacaktır. Zira ticaret ahlakını yitirmiş toplumlar, ticaret hayatına virüs sokmuşlardır.
Öte yandan bütün bireylerde olduğu gibi tüccarlarda da dürüstlük bir ilkedir. Dürüst tüccarlar, şehitlerle, nebilerle, sıddıklarla beraber haşr olunması o kadar basit değildir. Bu tür ticarette, dürüstlük asli ilkedir. Yanıltıcı beyanlar bir tür riba kabul edilir. Her insan bir kendini, bir de Rabbini kandıramaz. Kardeşini kandırarak yapılan alış-veriş için Peygamberimiz, bizi aldatan bizden değildir buyurmuştur bilesiniz. Nebilerle, sıddıklarla, şehitlerle beraber olacak tüccarlar, kendisine nasıl ticaret yapılmasını istiyorsa, kardeşine deöyle ticaret yapan esnaflarımızdır. Bunlara müjdeler olsun…!
Üçüncü ticari işletmemiz ise,tevliye esasına göre satış yapan işletmelerdir. Tevliye ticareti ise, kişi almış oluğu ticaret eşyasını kâr koymaksızın, alış fiyatına yani maliyetine ürünü satmasıdır.Bu işletmede tevliye satışı yapıyoruz diye işletme ticaret yapıyorsa alış fiyatının üzerinde bir satış yapması mümkün değildir. Zira bu maliyetine satış yapan bir işletmedir.Bu işletme adeta toptan alış fiyatından elde ettiği kârla yürür. Örneğin bir ürünü perakende ontl’yesatıyorsa, toptan sekiz veya daha düşük fiyattan aldığından kazanır. Bu tür ticaretlerde de güven ve dürüstlük ilkesi geçerlidir. Beyanlarda dürüstlük yoksa elde edilen kazanç da bir tür ribadır. Maliyetine diyerek insanları kandırmıştır. Bugün bu tür satışların işletmelerin kapısında çokça asıldığını görmekteyiz. Maliyetine satış gibi ilanlar, kişileri aldatma amacına yönelik değilse maliyetine satılması gerekmektedir. Aksi takdirde maliyetinin üzerinde yapılan satış bir tür riba kapsamındadır. Bu tür tüccarlar dürüstlük ilkesini ihlal etmiş olmaktadırlar.
Dördüncü ticari işletme ise genellikle iş değiştirenler için klasik ifade ile vadıa denilen zararına yapılan satışlardır. Vadıabir tür ticarettir ki, biz buna zararına satış diyoruz. Alış fiyatının altında satılması olayıdır ki genellikle iş değiştireceklerin yapmış olduğu satış çeşididir. Tevliye ve vadia satışlarında halkı kapatıyoruz, zararına satış gibi sloganlarla aldatıldığını da görmek çok acı vericidir. Örneğin, on tl’ye almış olduğu bir ürünü, daha düşük fiyata satması gerekmektedir. Aksi takdirde riba yemiş olmaktadır. Bu tür tüccarda dürüstlük ilkesini ihlal etmiş bulunmaktadır. Bir tür avcı konumuna talip olmuş, kardeşini aldatmıştır.
Ticari hayata güven ve disiplin getirecek denetçilerin, bu mağazaları ciddiyetle denetleyerek halkın zararına beyan vererek haksız kazanç, riba elde eden kurumlarla müdahale ve mücadele etmesi kaçınılmazdır. Kendine yapılmasını istemediğin bir ticareti ve davranışı, kardeşine yapmamak asıldır. Ticari hayatımıza bir disiplin getirmenin zamanı gelip de geçmektedir. Bugün adeta bulanık suda balık avlar gibi ticari hayatımız bir hukuksuzluk içermektedir. Güven ortamının bozulduğu bir toplumda ne ticaret yapan, ne de satın alan mutlu olamazlar.
Murâbaha, tevliye ve vadıagibi üç tür ticari işletme, güvene ve dürüstlüğe dayandığından,güven unsurunu sarsan yanıltıcı beyanlardan elde edilen kazançlar, bir tür riba olduğu anlaşılmaktadır.Ticaret ile riba arasındaki fark, birisi ticarette kurallara uymayan haksız işlemler, kişinin mağduriyeti, cehaleti ve mazlumiyetinden elde edilen gelirken, biri ise insan hakkı ve ticari kurallara riayet ederek yapılan meşru bir alış veriş olduğu anlaşılmaktadır. Güven unsurunu ihlal eden beyanlardan elde edilen gelirler,haksız bir kazanç olup bir tür ribasayılırlar.Ne yazık ki bugün yapılan bazı ticaretlerde, mallar üzerinde fiyatının yazılmaması da tamamen bir düzensizliktir. Her müşteri ayrı ayrı satıcı kişilere sorarak malın değerinin belirlenmesi, çağ dışı bir uygulamadır.
Bir bedevi Peygamberimize geliyor ve şöyle diyor: Ya Rasulellah..! Benim kafam fazla şeyi almaz. Bana bir şeyi söyle ki ben de cennete gideyim der. Peygamberimiz (sav) “Allah’a inandım de ve dost doğru ol” bulurmuşlardır. Dürüst insanlara ve dürüst tüccarlara selam olsun…! Dürüst tüccarlara ve dürüst insanlara da müjdeler olsun…!Saygılarımla.Prof.Dr.Abdulhadi Sağlam kaleminden

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.